20 Nisan 2008 Pazar

Parkta güvercin kovalamacanın incelikleri


Parkta kaydıraktan kaymak veya salıncakta sallanmaktansa güvercin kovalamayı tercih eden… Size her fırsatta "Baba Kuş" diye seslenen… Pencere dışındaki güvercinleri uçurmak için bile "Güvercin uç, güvercin uç" diye başlayıp, sonra "Lütfen uçar mısın güvercin?" gibi ifadelerle sevimli ikna yöntemine dönen bir çocuğunuz varsa… Parkta güvercin toplayıp, kovalamaca oyununu eğlenceli ve güvenli şekilde sürdürmesini sağlamanın ince yöntemlerini bilmelisiniz.

Bu sanıldığı kadar kolay değildir. Sultan Ahmet'te hazır kıta güvercinlere yemlik bulgur atmaya benzemez. "Yavru kuş"un rüyalarında sayıklayacağı kadar zevk aldığı bu eğlence, sizin için titizlikle yürütmeniz gereken bir süreçtir.

"Güvercin kovalamaca"nın yönetim süreci güvercinlerin ilgi gösterdiği bol yeşil alanlı bir park seçimiyle başlar. Bu bizim için sitemizin hemen karşısında yer alan ve Eren'in "Güvercinli Park" adını verdiği parktır. Yavru Kuş'un talebi "Güvercinli Park'a gidelim mi" ifadeleriyle başlar, "Güvercinli Park'a götürür müsün baba?" sorularıyla ilerler ve "Güvercinli Park'a götür, Güvercinli Park'a götür" aşamasına geldiğinde maceraya atılmak kaçınılmaz olur.

Parka giderken yanınıza susamlı bir simit veya bayat ekmek içi almanızı söylemeye gerek yok. Unuttuysanız paniklemeyin. Yakındaki bir büfeden susamlı çubuk da alabilirsiniz. Ama güvercinleri riske atacak ölçüde yağ içeren farklı ürünlere yönelmeyin.

Parktaki çalışma yer seçimiyle başlar. Yavru Kuş'un koşturacağı, başka çocuklar da gelirse rahat edebileceği genişlikte bir yeşil alan seçilir. Alanın temizliğine dikkat edilir. Düşmesi halinde özellikle başını çarpma olasılığı bulunan sivri uçlu taşlar temizlenir. Kaldırılamayacak şekilde beton veya kaya bulunmamasına özen gösterilir. Çünkü Yavru Kuş çılgınca koşacak, "veveveve" veya "Güverciiiiin", "Güverciiiiin" diye bağırırken gözü uçuşan kanatlardan başka şey görmeyecektir.

Sonra güvercin toplama aşamasına geçilir. Malum; güvercinler sürü halinde yaşar. Veya ben öyle biliyorum. Bu işin püf noktası öncelikle ilk güvercini çekmektir. Bir güvercinin yem aldığını gören diğer güvercinler oraya gelmeden edemez. Aksi halde kilolarca darı da dökseniz üstünüzden geçip giderler. Biraz uzakta da olsa inip kalkan güvercinlere gösterecek şekilde biraz susam, ekmek kırıntısı fırlatın. Bunu yaparken taş atıyormuş gibi ürkütecek tarzda değil de, yere paralel olarak daha yumuşak hareketleri deneyin. Kuşlara doğru ani çıkışlar yapmayın. Siz ilk kuşların sürü oluşturmasını sağlamaya çalışırken minik canavar da koşturarak onları ürkütecektir. Ona kovalayacağı bir grup bırakıp siz yan tarafta ayrı bir sürü daha oluşturmaya çalışın.

İlk kuş sürüsü toplanınca onları yavaş yavaş kendi alanınıza doğru çekin. Ekmek kırıntılarını, susamları idareli kullanın. Yoksa işin en heyecanlı yerinde açıkta kalırsınız. O güvenli alanda koştururken size düşen işin bittiğini sanabilirsiniz. Hayır! En hassas olmanız gereken anlardan birindesiniz. O toplamaya çalıştığınız kuş sürüsü bir anda aşırı derecede büyür ve risk oluşturmaya başlar. Güvercinler en fazla bakteri barındıran canlılardan biridir. Kuş gribinin yayılmasında hastalıklı güvercinlerin dışkısının rolünü anlatmama gerek bile yok. Çocuğunuzun sürüyle fazla içli dışlı olmamasını ve kanat hareketleriyle gelen hava akımından fazla etkilenmemesini sağlamaya çalışın. Bunun için yem alanını genişleterek birim başına düşen güvercin sayısını dağıtın. Sürü parçalama yöntemi, oyuna katılacak diğer çocukların rahat koşturmasını da sağlayacaktır.

Onun bağrış çağrış koşturmasına, eğlenmesine mi daldınız? İşte bir yanılgı daha! Yavru Kuş'un terlemesini unuttunuz. Koşturmaca arasında sırtını elinizle kontrol edin. Galiba başta söylemem gerekiyordu; sırtına koyacağınız havlu tipi küçük bezi parka gelirken annesinden istemeyi unutmayın. Terlediğinde havlu bezi sırtına yerleştirin. Gerekiyorsa üstündeki kıyafeti hafifletin. Bunu yaparken terli halde rüzgâra maruz kalıp kalmadığına dikkat edeceğinizden şüphem yok.

Fazla stresvari bir oyun mu oldu? O kadar da gerilmeyin canım. Bırakın her şeyi. Hay huyla koşturmasını, sonra yorulup güvercinlerle "Senin yuvan nerede güvercin" diye sohbetini izleyin. Hayattaki en zevkli anlardan birinin tadına varın.

Ama bütün bunları yaptıysanız, bu görüntüye şöyle göz ucuyla bakanlara içinizden seslenin: Dur yolcu! Gülümseyerek bakıp geçtiğin bu sahne, bir babanın müstesna eseridir.