18 Mart 2008 Salı

İlk traş

Çoğu erkek çocuğu için berberde yapılan ilk saç traşı tarihi bir adım. Ya bağıra çağıra ortalığı birbirine katıyorlar ya da uslu uslu oturup saçlarını kestiriyorlar. Biz Eren'in ikinci ekipten olacağına inandığımız için saçlarını şimdiye kadar kendimiz kestik :)) Kabul ediyorum çok da başarılı değildik ama saçları dalgalı olduğu için hatalarımız fazla çakılmıyordu. Ama babamız artık doğru düzgün bir saç traşı vaktinin geldiğine ısrar edince geçen cumartesi bir anda kendimizi erkek kuaföründe buluverdik.
Çocukların ailelerini şaşırtma konusunda birer deha olduklarını kabul etmem gerekir. Çünkü oğlum "berber abi" saçlarını keserken o kadar uslu oturdu ki, neredeyse oğlum olduğuna inanamayacaktım. Bir güzel saçlarını kestirdi, sonra da giderken "abi"ye el salladı. Bu da işin içinde Eren olduğunda ön yargılı olmamam konusunda bana bilmem kaçıncı ders oldu.

9 Mart 2008 Pazar

Eren'in 2. doğumgünü...


İşte Tulli Pastası!




Dün Eren için mutlu bir gündü. Tabii bizim için de! Oğlumun ikinci doğumgününü minik bir partiyle kutladık. En yakın arkadaşlarımız sağolsunlar bizi yalnız bırakmadılar.



Gelelim Eren'i en çok mutlu eden ayrıntılara:



1) Tulli resimli pasta! (Eren günlerdir pastasının Tulli şeklinde olacağını söyleyip duruyordu)


2) Babasının balonları şişirip şişirip oraya buraya yapıştırması


3) Mumları üflerken "İyi ki doğdun Eren" diye tempo tutulması


4) Tabii ki pastayı yemek



6 Mart 2008 Perşembe

4 Mart 2008 Salı

Yaşasın Parklar


Evet artık havalar yavaş yavaş güzelleşmeye başladı. Küresel ısınmanın olumsuz etkileri olmasa daha bir sevineceğiz güneşin yüzünü bu kadar erken göstermesine. Ama elbette bu kadar da olmaz diye tam sevinemiyoruz. Bugün hava öyle ışıl ışıl öyle sıcaktı ki mart ayında olduğumuza inanasım gelmedi. Ama Eren'in keyfi yerinde tabii. Bugün saatlerce parklarda dolaştı, kaydıraktan kaydı, salıncaklara bindi, çimenlerde koşmanın tadını çıkardı. Aslında tam anlamıyla ilk kez parkın tadını çıkarmaya başladı oğlum. Çünkü geçen yaz evimizin bulunduğu semtte böyle güzel parklar yoktu. Dolayısıyla oğlum artık eve girmek istemiyor. Hatta onu başka bir parka gidiyoruz şimdi diye kandırarak eve getiriyorum. Yemeğini bile dışarda yiyor. Ben de onun bu halini görüp mutlu oluyorum!