8 Eylül 2008 Pazartesi

Taze Barbunya ve düşündürdükleri


Bu yaz bizim eve, daha önce hiç adım atmamış taze barbunya bol bol girdi. Ne de iyi oldu! Meğer bunca yıl ben neler kaçırmışım. Hiç sevmem ben kuru barbunyayı... Hani kazara önüme çıkarsa bir yerlerde hiç yemem. Daha doğrusu artık yemezdim demem lazım. Çünkü bu yaz tazesi, bendeki tüm barbunya önyargılarını yıktı. Her hafta pazarda taze barbunya arar oldum. Artık kışın da bol bol yemeli... Şöyle patatesli, havuçlu... Tabii Eren de sevdi zeytinyağlı taze barbunyayı. Hele de pilavın üzerinde oldu mu bir güzel yiyor.
Bugün de barbunya günüydü, Eren resim defterini karalarken ben de barbunya ayıklamaya başlamıştım. Bir baktım bizimkisi hemen yanıma geldi pıtır pıtır. "Ne yapıyorsun anne" dedi klasik sorusuyla. "Barbunya ayıklıyorum oğlum" dedim. "Ben de yapıcam" dedi ve başladı barbunya ayıklamaya. İlk önce bir iki yapar sıkılır diye düşündüm. Ama yoook! Tam bir kilo barbunyadan sonuncusu kalana dek ayıkladı. Hem de öyle güzel yaptı ki bayıldım valla. Uzun uzun onu seyrettim. Ve nedense bugün dizimin dibinde barbunya ayıklayan çocuğun, yarın kimbilir nerelerde neler yapacağını düşününüp hüzünlendim. Bugünlerin tadını daha çok çıkarmak gerektiğine bir kez daha inandım. E zaten çocuk da ömrü boyunca hep benimle barbunya ayıklamayacak öyle değil mi :))

Hiç yorum yok: