13 Eylül 2009 Pazar

Mahalle arkadaşlarımız






Beklediğim oldu. Eren'in köpek sevgisi yavaş yavaş kedileri geçmeye başladı.
Yanlış anlaşılmasın hâlâ isim yakıştırmada, hayali oyunlarda kediler öncelikli. Ama hayvanlarla paylaşıma gelince köpekler çoktan fark attı kedilere.

Bu ara en yakın arkadaşlarımız parka akşam gezmesine gelen köpekler. O kadar çok sayıda tanıştık ki, isimlerini ben hatırlamakta zorlanıyorum, ama o tek tek sayıyor.

Bir süredir samimiyetimizi artırdıklarımız Balım, Naz, Dante, Odin ve Enci (Angie diye de yazılıyor olabilir)

Öyle ki onlarla buluşmak için saatleri sayıyor. Dışarı çıkma süresinin sınırlı olduğunu düşündüğü günler, akşam hakkı yanmasın diye erken saatte çıkmaktan bile vazgeçiyor.

Köpekcikler parka biraz geciktiklerinde sorular soruları kovalıyor: "Oradan mı gelecekler, buradan mı gelecekler, ya Balım gelmezse, ya Naz gelmiyorum derse..." Vesaire, vesaire...

Şimdilik temkinli bir sevgi. Ama sahiplerinin ilgisi ve anlayışlarıyla kısa sürede hayvanlarla yakınlığını geliştirdi. İlk günler fazla yaklaşamadı yanlarına, önce uzaktan uzağa, sonra küçük ürkek dokunuşlar. Derken onlarla birlikte koşmalar, mama vermeler... Yakında boyunlarına sarılacağını düşünüyorum.
Bu durum beni parkta 18.30 nöbeti tutar hale getirmeye başlıyor gibi ama şimdilik şikayetçi değilim. İtiraf etmek gerekirse ben de doğayla ve hayvanlarla kopan bağımı yeniden tanımlıyor gibiyim.

Tabii Eren bununla yetinmeyecek. Şimdiden soruyor: "Biz neden köpek almıyoruz baba!"

- Dubleks evimiz olduğunda oğlum.

"Ne zaman dubleks evimiz olacak?"

- Yeterli paramız olduğunda oğlum.

Şimdilik böyle kurtarıyoruz. Ama her gün Milli Piyango bayisinin önünden geçmek için ısrar etmesinin nedenini anlamıyor da değilim.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

:)
Odin de zaman zaman Eren'in lezzetli köpek kurabiyelerini ararmışcasına dolanıyor parkta :)

Odin'in annesi Begüm